Altın Boynuz’un Sırları (3. Bölüm) Kapalıçarşı Kuyumcularının altın tozları

14 Mayıs 2022

Şairlerin ilham kaynağı İstanbul, geçmişten bugüne devreden güzellikleriyle de turistlerin ilgi kaynağı. İstanbul’a gelen herkesin görmek istediği yerlerden biri de turistlerin “Golden Horn” dediği, “Altın Boynuz” olarak da bilinen Haliç. 

Üzerindeki gerdanlık gibi köprüleri, hiç durmadan bir yakasından diğerine akan insan kalabalıkları ile İstanbul’un bu eşsiz güzellikteki bölgesi, Haliç’in neden Altın Boynuz diye anıldığını hiç düşündünüz mü? Eğer bu soru sizin de aklınızı karıştırıyorsa, tam yerine geldiniz. Şehrin en güzel manzarasını izleyebileceğiniz bu bölgenin Altın Boynuz diye anılmasının sebeplerini, masallar ve efsanelere konu olan bu ismi size anlatalım istedik… 

Boğaza akan suları ile Haliç şüphesiz şehrin en güzel köşelerinden biri… Ama şehre gelen turistler için görülmesi şart olan noktalardan bir diğeri de elbette ki Kapalıçarşı. Yaklaşık 4.000 dükkân ve 25.000’den fazla çalışanı ile kalabalık günlerde 500.000 kişiyi ağırlayan dünyanın en büyük ve en eski çarşılarından biridir Kapalıçarşı. 

30.700 metrekareye yayılan çarşı,  66 sokağı, 4.000 dükkânı ile adeta bir şehri andırır. Tamamı kapalı mekandan oluşan bu dev çarşının içinde bir zamanlar 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı ve 17 han bulunmaktaydı. Uzun yıllar ticaretin merkezi olan Kapalıçarşı Osmanlı zamanında da kuyumcuların, mücevher ustalarının dükkanları ile dolup taşardır. Günümüzde de çarşının ana caddesi sayılan sokakta, çoğunlukla mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta ise altıncılar bulunur. 

Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan Kapalıçarşı’da yüzyıllardır kesilen, biçilen, işlenen altınların tozları, çarşının altındaki lağımlardan Haliç’e doğru akıp gidermiş. Bu tozları toplamak, biriktirmek, eritip yeniden değerlendirmek de mümkün olmadığı için kuyumcu esnafının elinden bir şey gelmezmiş. 

Esnafın elinden bir şey gelmezmiş ama lağımlardan, kanallardan, su yollarından akıp Haliç’in dalgalı sularında toplanan altın tozları, güneşin batarken ve doğarken Haliç’i altın parıltılarına boğarmış. İşte size Haliç’e “Altın Boynuz” denmesi ile ilgili bir başka efsane. 

Bu efsane doğru mudur bilinmez, ama Haliç’in Altın Boynuz diye anılmasının bir nedeni de böyle anlatılıyor. Gerçeği öğrenmenin bir yolu var… Kıtaların birleştiği yerde, Pera’nın kalbinde, Aspera Hotel Golden Horn’a gelin, otelde konaklayın ve Altın Boynuz da denilen Haliç’i kendi gözlerinizle görün… Efsanelerden hangisi gerçek kendiniz karar verin.

Efsanelerden masallara Altın boynuz’un sırlarını anlatan yazı dizimiz devam edecek…

This website uses cookies and third party services.