Tarihi boyunca birçok önemli yapıya ev sahipliği yapmış olan İstanbul, zengin geçmişi ile dikkat çeker. Anadolu Hisarı da bu önemli yapılardan biri. İstanbul Boğazı’nda 630 yıl önce dönemin en gelişmiş imkanları ile inşa edilen, başta askeri bir yapı olan ancak günümüze dek pek çok amaçla da kullanılan Anadolu Hisarı, geçirdiği restorasyonun ardından mutlaka görülmesi gereken bir mekan olarak yeniden doğdu. Gelin şimdi hep birlikte Anadolu Hisarı’na gidelim ve burayı neden görmemiz gerektiğini hatırlayalım.
1394 yılından kalma bir yapı
Anadolu Hisarı, 1394 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’in emriyle inşa edildi. Şehri Bizans’tan almak isteyen Yıldırım, inşa ettirdiği Hisar ile Boğaz’ı denetlemek istiyordu. Onun bu projesi Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesi ile bir süre ertelenecekti. Ta ki aynı rüyayı gören Fatih Sultan Mehmet’in tahta çıkışına kadar.
Anadolu Hisarı’nın yapımında kullanılan taşlar, İstanbul ve çevresindeki şehirlerde Bizans döneminden kalma antik yapılardan getirilmişti. İşte bu nedenle hisarın duvarları kendisinden daha değerlidir.
Özellikle depremlerden zarar gören Hisar, zaman içinde birçok kez onarıldı. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Hisar’ın orijinal yapısının büyük bir kısmı yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Ancak bu onarımlar, Anadolu Hisarı’nın tarihi ve estetik değerini hala korumasına da yardımcı oldu.
Peki nerede bu Hisar?
Anadolu Hisarı, İstanbul Boğazı’nın Asya yakasında, Beykoz ilçesinde, Boğaziçi’nin tam kalbinde, İstanbul Boğazı ile Göksu Nehri’nin Boğaza karıştığı yer arasında uzanan üçgen şeklindeki toprak parçası üzerinde ve Boğaz’ın en dar noktasında yer alıyor. Özenle seçilen bu stratejik konumu, Boğaz’ın güvenliğini sağlama amacını güdüyordu. İnşa edilmesinin üzerinden 60 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet şehri kuşattığı ve Bizans’ı teslim olmaya zorladığı zaman Hisar, tıpkı Boğaz’ın tam karşı kıyısına inşa edilen Rumeli Hisarı gibi çok önemli rol oynamıştı.
Hisarın önemi sadece savunmayla sınırlı değildi. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’un koruyucu bir kalesi olarak da görev yapmıştır. 16. yüzyılda çeşitli devlet adamları için bir hapishane olarak kullanılan Hisar, 17. ve 18. yüzyıllarda Karadeniz’den gelen Kazak akınlarının durdurulmasında faydalı rol oynamıştır.
Gelin o zaman Anadolu Hisar’ına gidelim
Anadolu Hisarı, günümüzde hala tüm ihtişamıyla ayakta durmaktadır ve ziyaretçilere açıktır. Küçük bir Ortaçağ kalesi olan Hisar, günümüzde Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmiş ve bakımı yapılmış bir şekilde, içindeki müzesiyle ziyaretçilere açıktır. Tarihi yapının içinde yer alan çeşitli mekanlar ve surlar, ziyaretçilere Hisar’ın tarihini ve mimarisini yakından görmelerine fırsat sunar. Hisarı ziyaret edenler, tarihi atmosferi solumak ve İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarasını görmek için buraya gelirler.
Siz de iki kıtanın buluştuğu İstanbul’a seyahatlerinizde, Anadolu yakasının en merkezi noktasında, ulaşım hatlarının yanı başındaki Aspera Hotel Altunizade’de konaklarsanız, Anadolu Hisarı’na, kolayca ulaşılabilir, bir yandan bu ihtişamlı tarihi yapının geçmişini keşfedebilir ve Boğaz’ın büyüleyici güzelliğini deneyimleyebilirsiniz.
